Kurtuluş Savaşı; parası, statüsü ve hiçbir siyasi yaptırımı olmayan bir ülkenin, dünya devlerini yendiği bir savaştır. Hatta öyle ki, savaş sırasında, doğru düzgün bir ordumuz bile yoktur. Bu yüzden, askerlikle hiçbir ilgisi olmayan, 70 yaşındaki nineden 7 yaşındaki çocuğa, evinde bebek emziren kadından tarlasında buğday eken köylüye kadar tüm millet, koca bir orduya dönüşmüştür.
Üstelik, savaşa katılanların, ne ganimet ne toprak ne de para gibi bir çıkarı yoktur. Kazanılacak tek şey, özgürlüğümüzdür. Savaşımızın adı bu yüzden “İstiklal Savaşı”, sloganıysa “Ya istiklal ya ölüm”dür.
Günlük hayatlarında, askerlikle alakası olsun olmasın, herkesin birer “bordo bereli”ye dönüştüğü Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı, The Sanat olarak yeniden hatırlamak ve bir kez daha teşekkür etmek istedik.
Destek ve gönül veren tüm sanatçı dostlarımıza da The Sanat olarak teşekkür ederiz.
YARATICI YÖNETMEN: Ali Ömür Ulusoy
SANAT YÖNETMENİ: Nesli Meriç Sanioğlu
KAZIM KARABEKİR
ESER: Şahan Noyan
Davaya bağlılığın ve vefakarlığınla tanındın. Ne kadar muharebe varsa nerdeyse hepsine katıldın. Tecrübelerinle bize yol gösterdin. Özellikle Doğu Cephesi Komutanı olarak kazandığın zaferler, tüm dünyada hayranlıkla karşılandı. Ve ne olursa olsun, bizi hiç yalnız bırakmadın.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz komutanım!
İSİMSİZ KAHRAMAN
ESER: Dilek Mansur
Acıkmaz mıydın, acıkırdın elbet. Hem de zil çalardı karnın. Ama menünde sadece bir kuru ekmek olurdu. Hoşaf da çıkarsa ziyafet sayardın. Uykun da gelirdi elbet. Uyurdun; yarımşardan toplam iki saat. Yatağın toprak, yorganın gece olurdu. Sonra bir gün, bir şarapnel parçası geldi şakağına ve öldün. Hiç şikayet etmedin. Ne açlıktan ne uykusuzluktan ne de ölümden. Sen öldüğün için biz yaşıyoruz.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz İsimsiz Kahraman!
ÇOCUK ASKER / ONBEŞLİ
ESER: Rıza Türker
En büyüğünüz on beş yaşındaydı. Çanakkale’de başladınız destan yazmaya. Oysa daha okula bile yazılmamıştı bir çoğunuz. Ve sen, ne yaşına baktın ne boyuna; en önde gittin savaşa. Boyundan büyüktü tuttuğun tüfek. Ve meşin topa benzemiyordu düşmanın topu. Baban ve ağabeyin gibi, sen de dönmedin geriye. Ama savaşı sen kazandın çocuk!
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz çocuk!
HALİDE EDİP
ESER: Nuri Keli
“Sen kadınsın, otur oturduğun yerde” dediler ama ayağa kalkan ilk sen oldun. Hatipliğinle ezberleri bozdun; binlerce ürkekten, binlerce aslan yarattın. Yetmedi, çocuklarını yatılı okula bırakıp at sırtında yola çıktın. Cephede, hastanede ve ihtiyaç olan her yerde, en önde oldun. İngilizler’in hakkında idam emri çıkardığı altı kişiden biri oldun. Ama hiç kaçmadın!
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz yürekli kadın!
MEHMET AKİF
ESER: Murat Kara
Kalemin öyle güçlüydü ki; seni okuyup da Milli Mücadele’ye katılmamak ayıptı. İstiklal için destan yazmamak ise olanaksızdı. Ve sen, destan yazanların, destanını yazdın; bizlere İstiklal Marşı’nı bıraktın. Ve sen öyle gururlu, öyle gözü toktun ki; tüm yoksulluğuna rağmen, kazandığın ödülü yine bu vatana bıraktın; beş kuruş para almadın.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz vatan şairi!
KÖYLÜ
ESER: Ayhan Öztürk
Kim derdi ki tarlada kullandığın kazma kürek, gün gelecek, düşmanın makineli tüfekleriyle çarpışacak. Ve kim derdi ki, kazma kürek, koskoca topları yenecek!
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz hemşerim!
FEVZİ ÇAKMAK
ESER: Miraç Akçelep Yıldırım
Bizi bir kere değil, bin kere kurtardın. Düşmanın amacına ulaşmasını tekrar tekrar engelledin. Hiç arkada durmadın, cephede bizzat en önde çarpıştın. Düzenli ordu, senin sayende oluştu. Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratan Başkumandanlık Meydan Muharebesi gibi dev bir savaşın planlarını da sen hazırladın. Bize hep zafer, bize hep mutluluk getirdin.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz komutanım!
GAZİ
ESER: Ebru Kuduoğlu Çetinkol
Ne çok şeyi feda ettin bizim için! Yeri geldi kolunu, yeri geldi bacağını kaybettin. Ama sen kaybettiğin için kazandık.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz gazi!
FAHRETTİN ALTAY
ESER: Cem Vural
Milli mücadelenin vazgeçilmez ismi oldun. Yunan mevzilerine baskın üzerine baskın yaptın. Yıldırım gibiydin; hızlı, parlak ve güçlü. Bu yüzden İzmir’e de giren ilk sen oldun. Düşmanı topyekûn denize döktün.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz komutanım!
HAFIZ SELMAN
ESER: Şengül Altınok
Kastamonu’da gururumuz oldun. Kadın meclisini sen kurdun. Askerlerimizi ilk sen karşıladın. Karınlarını sen doyurdun. Diğer kadınlarla birlikte, cephedeki askerler için çorap ve fanila ördün. Ne çok şey borçluyuz sana!
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz anne!
HASAN TAHSİN
ESER: Kürşat Çetiner
Gazeteciydin. Düşman işgalini haber yapıp geçebilirdin. Geçmedin. Düşmanın elini kolunu sallayarak vatana girmesini kabul etmedin. Ve ilk kurşunu sıkmaktan da hiç çekinmedin. Ama attığın bu kurşunla Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini sen yaktın.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz Gazeteci!
KARA FATMA
ESER: Murat Gürdal Akkoç
Daha 1919’da, Mustafa Kemal’le görüşebilmek için kalkıp Sivas’a gittin. I. İnönü, II. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar’da çarpıştın. Yetmedi, İzmir’in kurtuluşu için savaştın. Üstelik, iki oğlunu ve eşini de savaşta şehit verdin
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz abla!
SÜTÇÜ İMAM
ESER: Melek Eser
Maraşlıydın, Mataş’taydın. Sonunun ölüm olduğunu bile bile, Maraş’ta düşmana ilk kurşunu sen sıktın. Maraş’ı kahraman yaptın. Senin sayende Kahramanmaraş, kurtuluşa ilk adımını attı.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz hocam!
KAĞNI KOMUTANI
ESER: Yasin Yıldıran
Savaşın ilk günleriydi. Ordumuzun elinde hiçbir motorize araç yoktu. Cephanenin ve diğer mühimmatın, cepheye taşınması gerekiyordu. Ve sen, buna söylenmek yerine, taşınacak her şeyi, tek geçim kaynağın kağnına yükledin. Kar demedin, kış demedin. Biz bu savaşı, senin sayende kazandık.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz anne!
YÖRÜK ALİ EFE
ESER: Semih Oduncu
Yunan karakolunu tümüyle imha ettin, cephane ve erzaklarını ele geçirdin. Halka umut ve cesaret verdin. Düşmanın yurttan atılabileceğine olan inancı arttırdın. Bu inancı boşa çıkarmayıp Aydın’ı da geri aldın. Böylece düzenli ordu kurulana kadar, tam yirmi ay boyunca, düşman ilerlemesi engellendin.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz Efem!
İHTİYAR KÖYLÜ
ESER: Hilal Gayberi
Çocukların yetmedi, torunlarını da şehit verdin. Ben yaşlıyım demedin, en önde savaştın.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz dede!
KILAVUZ HATİCE
ESER: Semih Özşahin
Savaşa gönüllü olarak katıldın. Yaptığın baskınlarla Fransızları perişan ettin. Üstelik silahını olduğu kadar, aklını da kullandın. Onların içine sızdın, yanlış yol gösterdin. Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan ettin. Ve sayende biz kazandık.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz cesur kadın!
YETİM KIZ
ESER: Şengül Altınok
Baban Dumlupınar’da, annen kendi evinde vuruldu. Seni savaş büyüttü. Kurtuluşumuz, senin metanetinle geldi.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz çocuk!
TAMİRCİ
ESER: Hakan TaşkıranBüyük
Taarruz’dan önce, gelen külüstür kamyonları sen onardın, savaşa sen hazırladın onları. Sevkiyat, senin sayende hızlandı. Senin sayende ulaştı mühimmat.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz ustam!
TABİP
ESER: Seda Mit
Cephe geride durdun diye seni görmeyenler oldu. Ama belki de savaşın acısını en çok sen gördün. Düşman öldürmek için, sen yaşatmak için savaştın. Üstelik çadırdan bozma hastanelerde, eksik ekipmanla…
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz doktor!
İSMET İNÖNÜ
ESER: Suat Tuna
Kaybetmek, lugatinde yoktu. Zafer üstüne zafer, gurur üstüne gurur yaşattın bize. İstiklale ilk inanlardandın; cepheye ilk koşan, alnında ışığı ilk hissedenlerdendin. Ve sonuna kadar da hep sen vardın. Ölüm fermanımız olan Sevr ve Mondros’u geçersiz kılan Lozan Antlaşması’nı sen imzaladın.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz paşam!
MUSTAFA KEMAL
ESER: Şahan Noyan
Dünya tarihinin en haklı, en asil ve en onurlu savaşını zaferle taçlandırdın. Ne istediğini bilmeyen bir millete, nelere sahip olabileceğini gösterdin. Bize bir zafer değil, bir ülke bıraktın. Seni her gün ama her şükran ve özlemle anıyoruz.
Teşekkür ederiz asker, teşekkür ederiz Atam!